Ya bir yöne gidersin ya diğerine. Ya biri vardır kalbinde ya diğeri. Biri kapkara, biri çok yoğun. O biri ziftten bir bataklık gibi, orada yaşamak su altında nefes almak gibi çamur soluyarak. Seni tüketen, seni yoran seni bitiren bir karanlık. Çırpındıkça daha da derine gittiğin sonra o olduğun en sounda benliğini içinde yitirdiğin. Kalbinden çıkan minicik baloncukların bile yüzeyden görünmediği. Çünkü o yok eden o yayılan o her şeyi içine karanlığa hapseden.
Biri ışıl ışıl, meltem esintisi, rengarenk. Şifalar içinde. O biri hafif çok hafif. Yaz akşamı ipek kelebek uçuşması. O biri önce bir renk sonra altı renk daha ve sonra bembeyaz ışık. Yaratan o çünkü. Kaynak olan. İçine ferahlık yayan. Kolay o, yumuşak. Pamuklarda yatmak gibi, gölgede uyuyakalmak gibi, mutlu uyanmak gibi. Yaratmak gibi.
Biri sana dair. Yaradılışından ait olduğun. Işıl ışıl ışıklar içinde sevgiyi yarattığın, sevgiye ait olduğun, sevgiyi yaşadığın yer. Gitmen gereken yer.
Bir de yanlış yol var sapmaman gereken, kendini kaptırmaman gereken, bir hastalık gibi bulaştı mı bir daha gitmeyen. Seni kandıran, san avaadeden ama o vaatlerdeki hırsla seni içine karanlığa çeken.
Bir doğru yol var geldiğin kaldığın ve gitmen gereken.
Namaste